ama yine de bu değil. kendime anlatmak istediğim dert bu değil. kendimi kendime şikayetim tam olarak gelmedi daha dilime.belki bir parçası var içinde yazdıklarımın, ama tam olarak derdim bu değil. keşke düşüncelerim gözlerimden aksa, akarken düşüncelerim gözlerimden, damlasa, damlasa, aktığı yerde birikse, sonra ortak lisanda bir kompozisyon olsa ve ben de bunun benim dışımda bir gerçek olduğuna, hiçbir yavşakça tavır gösteremeden inanmak, ikna olmak zorunda kalsam.gerçeği dayatsam kendime.kaçamasam daha.bulanıyorum, bu kendimi anlamaktan kaçışıma hiçbir şeyin mani olamaması durumuna.midem bulanıyor kendi doğamdan.midem bulanıyor kendimi dolandırmaktan.
11 Kasım 2010 Perşembe
düz adamın sancıları-I
kendimi parçalanmış hissediyorum.bunda eminim, birçok farklı hayatı ve mekanı aynı anda yaşamaya çalışmam önemli bir etken. böyle yaşıyor olmam sadece zor olmalıydı. dışarıdan bakınca ilk zamanlar eğlenceli gelmişti. aslında bazen hala eğlenceli. ancak kendimi parçalanmış hissediyorum derken, zihnimin sanırım kusmak istediği bu mekansal ve zamansal parçalanmışlığım değil. zihnimin beni bu konuda yanılta-bile-ceğini sanmıyorum. parçalanmışlıktan kastı; fikrimin, kalbimin, geçmişim ve şimdim üzerine akıl yürütmelerimin binbir parçaya bölünmüş olması. bu düşüncenin kendisi beni çıldırtıyor; parça parça olduğum, kendimi bütünleyemediğim, tasımlarımın sadece biçimsel doğruluğu, her parçamın ayrı telden çalması.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder