meşru yaralar çıkmadı çünkü teninde. Hürrem'in yüz güldüren olduğu kabul ediyorum. Ama öldüğünü farketmemek, suyun içinde topuğunla dansa tutuşan kestaneyi farketmemekle aynı. Mukadderat; denizden çıkacağız, kan süzülecek tenden. öldüğünü, kanın kırmızısından anlayacaksın-ız. Kürt kırmızısı halım var benim, Stalin bıyıklarım, mabel çikletlerim. Sevdiğim şiirlerim, ölçü birimi olmayan bir hayatım, bir ayrılık düşmediği sürece bana dönüp bakmadığım otobüs biletlerim var. Hürremin saçları anasının karnında kızarmış ama teni nerde ağarmış bilmem. O halde o rahimden intikam almalı. Ten aydınlatan, ten ağartan bir rahme ellerimle, kemikli ellerimle dokunmadan ölmeyeceğim kadın. O yağmur ne güzeldi, sen olgunlaşırken yağan. kısa kestirdiğim saçlarım var benim; biçimsiz kafamı ortaya çıkararak Mayakowski'ye benzediğim sanrısına beni kaprıran.
Yeryüzünü yumruklayacağım olgunlaştırıcı bir yağmur vakti, yanımda dur, belki poz vererek fotoğraf çektiririz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder